7 Kasım 2014 Cuma

Sıkıcı konuşanlara gelsin yazımız



İnsanlar kolayca anlaşılır olanı seviyorlar. Ağdalı ve uzun konuşmalar dinleyenleri sıkıyor. (Okul müdürünüzün konuşmalarını hatırlayın!)

Hele konuşma "suçlayıcı, fırça atıcı, yok edici vs" ise!

Oysa kolayı var: Empati kurun, kısa tutun, merak uyandırın, maddeleyin, hikayeleştirin.

Lütfen kendinizi geliştirin.

"Bir konuşma hazırlamakla makale yazmak arasında büyük bir fark var. Ama birçok insan ikisine de aynı şekilde yaklaşıyor. Bir yetişkin ortalama olarak dakikada 300 kelime okuyabiliyor ama bir konuşmanın ancak yarısını takip edebiliyor. Bu yüzden konuşmaların olabildiğince basit tutulması gerekiyor. Seyircinin sizi dinlediğinden emin olmak için öncelikle ana konunuzu belirtin ve konuşmanızın nasıl şekil alacağını açıklayın. Sonra dinleyicilerinize kılavuzluk edecek kelimelerle (ikincisi, son olarak gibi) konuşmanın neresinde olduğunuzu bilmelerini sağlayın. Ortaya attığınız bir argümanı istatistiklerle destekleyin ama rakamları ya da alıntıları tekrar etme yoluna başvurmayın. İnsan beyni öyküleyici anlatıma yatkındır bu yüzden onlara merak uyandırıcı bir hikaye anlatmaya odaklanın. Ve unutmayın ki, bir konuşma yaparken, noktalama işaretlerini siz belirliyorsunuz. Sesiniz, el hareketleriniz, sahnedeki duruşunuz konuşmanızda istediğiniz noktalara vurgu yapabilirsiniz." (hbrturkiye/ John Coleman’ın “A Speech Is Not an Essay” adlı yazısından)"


---
Fatih Gökler ile Koçluk için: go@gokler.co
http://goklerkocluk.com
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder