16 Ekim 2013 Çarşamba

Karşı çıkanın bir AVM'si olmuş, tutmuş...!


Durup dururken bir "AVM yazısı yazmak" bana yakışır mıydı bilmiyorum. (Belki birazdan bileceğim!:)

Önce bir muhasebe: (Bunu içimden yapıyorum sayın) "Bir öğretmen, bir danışman, bir 'coach' olarak empatiyoğun yaşıyorum. Bir işi diğeriyle karıştırmakta üzerime yok (belki vardır, boş verin). Kendimle işimi, işimle kendimi ayrı ayrı yerlere koymakta oldukça zorlanıyorum. İşbu blog, şahsımın, yani bizzat özümün ifadesi olup işimle bir ilgisi bulunmamaktadır, yazsam. Yani böyle yazsam bir şey değişecek mi..."

Gördüğünüz gibi iç hesaplaşmamdan bir sonuç çıkmadı sevgili arkadaşlar :) O halde direkt konuya gireyim:


Arada bir AVM'lere çattığımız/ çaktığımız olmuştur. Çoğu ironiktir bunların. Nitekim AVM özlü bir "gezi" vak'asından geçtiğimizi de hatırdan uzak tutmayız. Melike Karakartal da benzer bir çakış sergilemiş yazısında. Gerçi AVM'den çok oraya takılanlara çakmış kendileri. Olsun.

AVM'ler dile gelse konuşsa

Konuşmuşlar efendim konuşmuşlar.

Örneğin şöyle demiş içlerinden biri:
"Doğru markaları, doğru hizmet ve doğru atmosfer içinde tüketiciye sunmayı, en üst düzeydeki hizmetten en basit hizmete kadar her noktada aynı hassasiyet ve bilinci göstermeyi, olması muhtemel her türlü aksaklığı düşünerek önlemini almayı ve aksaklıkları engellemeyi, müşterilerine, çalışanlarına, yatırımcılarına ve çözüm ortaklarına azami ilgi ve alaka göstererek onların beklentilerine göre hareket etmeyi kendisine vizyon olarak belirlemiştir."

Bir başkası ise şöyle dile gelmiş:
"Her yaştan ve kesimden özellikle çocuklu ailelerin kendilerini rahat hissedebilecekleri, alışverişin yanı sıra geniş açık hava meydanı ve yemyeşil bitki örtüsü ile keyifli bir ortam.. birbirinden canlı ve renkli aktiviteleri ile ziyaretçilerine ayrıcalıklı bir atmosfer sunmaktadır."

Ötekisi uzaktan seslenmiş:
"Dünyaca ünlü markaların bulunduğu mağazalarıyla, modanın; fast food, cafe ve restaurantlarıyla, lezzetli anların; atlıkarıncası, oyun alanları ve sinemalarıyla eğlencenin; ileri teknoloji donanımlı yapısı, gürültüyü önleyen akustik sistemiyle, rahatlığın keyfini bir arada yaşatan.."

Görüldüğü gibi bu "harikulade" yerler için kavga da etsek, ağaç da kessek (pardon diksek!) yine de gider oranın havasını soluklarız.

Biz buyuz!

Pardon biz neyiz?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder